Uzun yıllar gazetelere yazdım. Milliyet gazetesi Brüksel muhabirliği döneminde de, Sabah gazetesi Brüksel Temsilcisi olarak koşturduğumda da, Akşam gazetesi köşe yazarlığımda da ve Kuzey gazetesi yayın yönetmenliği görevimde de hep haber peşinde koştum.

Bu nedenle de köşe yazılarımda “hayata dair” konuları ele aldım. Eğer yurt dışında gazetecilik yapıyorsanız, diploması muhabirliğini, kültür/sanat muhabirliğini, polis/adliye muhabirliğini, spor muhabirliğini hatta ekonomi muhabirlğini aynı anda yapmak zorunda kalıyorsunuz. Haberciliğin acımasızlığında ayakta kalmak için hayata dair okuyup, hayata dair yazmayı seçtim. Bir anlamda habercilikte bir nefes almaktı “hayata dair” yazılarım. Sabah, Akşam ve Kuzey gazetelerinde kaleme aldığım köşe yazılarımı bir araya getirmek istedim.

Sevdiklerim; sevmediklerim, seviştiklerim; dövüştüklerim, dostlarım; düşmanlarım, üzdüklerim; üzenlerim, gördüklerim; göremediklerim, beslendiklerim; beslediklerim, doyduklarım; doyurduklarım, heyecanlandıklarım; heyecanlandırdıklarım, kıskananlarım; gıpta ettiklerim...

Hepinize ne kadar teşekkür edersem bir eksik kalır. Çünkü, bir eksiksiz hepinizden öğrendim ben bu hayatı...